- 29 Nis 2014
- 9,311
- 10,258
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Geçen yıl Balat'ta ilk kez görüştüğüm @Eylül Umay ile bir daha görüşmek kısmet olmamıştı. Yaz başında Kadıköy'e taşınması ile artık yarı komşu olmamıza rağmen, bir türlü vakitleri ayarlayıp hasret giderememiştik. En nihayetinde 30 Ağustos Zafer Bayramı'na binaen, birkaç gün önceden prensipte randevulaşarak görüşme gününü beklemeye başladım sabırsızlıkla. Beklenen gün geldiğinde, sabahtan güzel ve samimi bir mesaj trafiği sonucunda hem saati kesinleştirerek hem de zaten çok merkezi ve basit olan konumu atarak, güzel geçecek bir görüşmenin ilk emarelerini verdi kendisi. (Ulaşım çok rahat, hem raylı sistem, hem otobüs, minibüs, taksi, hem de kendi aracı ile gidecekler için herhangi bir sıkıntı yok bu arada)
Bunaltıcı sıcaklar eşliğinde (aslında hava sıcak değil, nemden herşey
) kapısından içeri girdiğim gibi, samimi bir şekilde boynuma atlayarak beni karşıladı sağolsun
Ufak bir el-yüz temizliğini takiben, ben biramı o kırmızı şarabını alıp, koca bir yılda biriken dedikoduları hızlı bir şekilde eritmeye başladık; tabii vantilatöre rağmen giderek ısınan ortama, üzerindeki mini elbisesinden cömertçe gözüken göğüsleri ve bacak bacak üzerine attıkça ortaya çıkan fit kalçaları eklenince, benim için ılık bir duşa girmek kaçınılmaz olmuştu her zamanki gibi 
Kısa süre sonra yatak odasına geçtiğimde, karşımda üzerindeki fazlalıklardan kurtulmuş, dimdik memeleri ve sımsıkı kalçaları ile bir adet vamp kadın duruyordu
Minik dokunuşlar ve masum öpüşmeler ile başlayan ön sevişme seansını, gittikçe hızlanan tempoda yapılan ıslak bir oral takip edecekti. Nihayet ikimiz de azgınlık sınırına dayanınca, başlayan cowgirl ile seans iyice alev alacaktı. Ama daha sırada o güzel ve sıkı kalçalarını doyasıya tadacağım uzun, sert ve ikimizi de nefes nefese bırakacak doggy vardı ana yemek niyetine. Finalden sonra kalp atışlarımızın normale dönebilmesi için bir süre sarılıp yatmamız gerekecekti bu nedenle 
Yine kısa birer duştan sonra, salondaki dedikodu yerlerimizi yeni bira ve şarap eşliğinde aldık. Bu arada hanımefendinin kedisi de
(bütün kediler gibi), geldiğim ilk andan itibaren gerek kucağıma yatıp gerekse koluma bacağıma sürtünerek, “öküz olma, biraz da bize sevgi göster kel, sakallı, şişko, huysuz, yaşlı herif
” babında tatlı tatlı miyavlıyordu. (Gerçi – yine bütün kediler gibi – hevesini aldıktan sonra, gidip masanın üzerinde püfür püfür esen rüzgarda şekerlemesine devam etti, ama bu başka bir hikayenin konusu
)
Konu konuyu açsa da, özellikle hem edebiyat hem film zevklerimizin aşırı derecede benzemesi ile birbirimize çeşitli okuma-izleme tavsiyelerinde bulunsak da, malum kısıtlı bir süremiz vardı ve bu kavurucu İstanbul sıcağında (nemdir oğul nem
) yanan vücutlarımızın ateşini tekrar söndürmemiz icab ediyordu 
Vantilatörü de yanımızda götürdüğümüz yatak odasında, birincisindeki çekingenliği üzerimizden artık tümüyle attığımız seansta, oral, fit kalçaları sımsıkı hissettiğim ters cowgirl, düz cowgirl (literatürde yan olsa, muhtelemelen onu da yapardık, bazı kadınlara cowgirl ayrı yakışıyor zira
) derken yine hafif şaplak eşliğinde başladığımız doggy de, inlemeler ve titremeler arasında kendisinin doyuma ulaşmasını seyretmek ve bu ekstra motivasyon ile coşkulu bir finale ulaşmak herşeydi
(malum hayatta geri kalan şeyler için visa card
)
Son kez alınan duştan sonra artık rota, ayakların yıllar içinde ezberlediği Kadıköy’ün cefakar öğretmen edasıyla bizi bekleyen sokaklarıydı… Ah bir de şu bitmeyen bunaltıcı sıcak olmasaydı (Ankara’nın Dikmen’i, bi daha gelirsem İstanbul’un nemi diye boşuna dememişler evladım
)
Bunaltıcı sıcaklar eşliğinde (aslında hava sıcak değil, nemden herşey
Kısa süre sonra yatak odasına geçtiğimde, karşımda üzerindeki fazlalıklardan kurtulmuş, dimdik memeleri ve sımsıkı kalçaları ile bir adet vamp kadın duruyordu


Yine kısa birer duştan sonra, salondaki dedikodu yerlerimizi yeni bira ve şarap eşliğinde aldık. Bu arada hanımefendinin kedisi de



Konu konuyu açsa da, özellikle hem edebiyat hem film zevklerimizin aşırı derecede benzemesi ile birbirimize çeşitli okuma-izleme tavsiyelerinde bulunsak da, malum kısıtlı bir süremiz vardı ve bu kavurucu İstanbul sıcağında (nemdir oğul nem


Vantilatörü de yanımızda götürdüğümüz yatak odasında, birincisindeki çekingenliği üzerimizden artık tümüyle attığımız seansta, oral, fit kalçaları sımsıkı hissettiğim ters cowgirl, düz cowgirl (literatürde yan olsa, muhtelemelen onu da yapardık, bazı kadınlara cowgirl ayrı yakışıyor zira


Son kez alınan duştan sonra artık rota, ayakların yıllar içinde ezberlediği Kadıköy’ün cefakar öğretmen edasıyla bizi bekleyen sokaklarıydı… Ah bir de şu bitmeyen bunaltıcı sıcak olmasaydı (Ankara’nın Dikmen’i, bi daha gelirsem İstanbul’un nemi diye boşuna dememişler evladım
