- 13 Eki 2021
- 1,778
- 3,284
- 44
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Tam 2 yıl oldu bu kapıdan içeri gireli, 2 yıldır hiç sektirmeden sayısız buluşma ama tam şu kadar buluştuk blööö blööö, blaaa blaaa, hödörönk mödörönk
değil. Bazıları içinnicelik önemli olsa da niteliksel anlamda da bir daha böyle bir hikaye yazılır mı emin değilim 




Torunlarım olduğunda anlatmazsam da Arda Tuna değilim 

Ama torunlardan önce size anlatayım.
Kapıdan kırmızı montum üzerimde onu görür görmez büyülenmenin verdiği şaşkınlıkla botlarımı bile çıkarmayı unutup evinin içine dalmamın üzerinden tam 2 sene geçtikten sonra geçtiğimiz 10 Aralık Pazar sabahı aynı montla yine daldım güzelliğin yaşadığı binaya. Asansörde bir ümit yazdım "gel buraya şu yaşayamadığımız yarım kalan bir şey var o işi halledelim" diye. Tık yok tabi ben yine hüsran
baktım gelen giden yok çaldım kapının zilini. Ellerimde çiçekler, vücudum sırılsıklam ama konunun asansörle bir ilgisi yok, yolda gelirken otomobilin lastiği patladığı için yarım saat lastik değiştirmekle uğraşmanın yarattığı bir ıslaklık. Yine beni bakkalın çırağını karşılarcasına yataktan gözleri kapalı kalkıp kapıyı açarak üzerinde en sevdiğim kostüm yani pijamaları (pijama derken harika poposunu saran şort ve poposundan bileğine doğru incelen harika bacaklar 

) ile karşıladı doğal güzellik. "Kalk seni farklı bir yere götüreceğim" dedim, dedi "biraz daha uyuyacağım", dedim "yat 1 saat daha, sonra kaldıracağım hiç mızmızlanma. "Lafım daha bitmemişti ki Sinem çoktan yorganı kafasına çekip uyuyakalmıştı bile 
O uyurken ben de bir duş alıp 1 saat sonra sürükleyerek kaldırdım Melez'i ve çıktık yola, istikamet Şile Saklı Göl. Ben tabi doğa, göl, kış ortasında parıldayan bir hava çok beğenecek diye düşünüyorum. Ama girer girmez anladım üzümlü kek beğenmedi, yüzündeki en küçük bir ifadeden anlıyorum artık anında alıştı o beach senin bu kulüp benim diye sekmemize, o gözler diyor "burası nere, ben şok, ben niye burada?" Ulan o Saklı Göl kahvaltı fotosu 300 küsür like aldı 2 günde insafsız, bir sen beğenmedin mekanı. Neyse yapacak bir şey yok, yedik içtik, patates kızartması, sünmeyen mıhlama, kahvaltılıklar falan hepsini höpletip sohbet muhabbet oyaladık @SineMelez 'i bir şekilde, sonra tekrar döndük eve. Uzun zamandır geceleri dışarı çıkıyorduk hep, evde takılmayı da özlemişim malum kış geldi hava buz. Yanımızda 3 şişe Kavaklıdere Selection, kadehlerin boşalmak bilmediği bir muhabbete koyuluverdik. Ta ki benim üzerinde görmeyi çok istediğim şu fileli ekru büstiyeri (sanırım büstiyer olsa gerek ama ne olduğu çok gereksiz bir detay önemli olan canlı görüyor olmak
) giyip yanıma gelmesiyle kavuşmamız yine çılgın bir geceye dönüşüverdi 


Çok güzel bir kadınla ayaktasınız, arkasına dolanıp belinden sımsıkı kavramışsınız, tüm hatlarını karşınızdaki aynada görüyorsunuz, gözlerinizi aynadan ve bedeninden alamıyorsunuz. Dans ederken başlıyor her şey ve yatağa bile gidemiyorsunuz. Odanın karanlığı otoyoldan geçen araçların ve dışarıdaki aydınlatmaların vücudunun mükemmel hatlarına vuran ışığın yansımasıyla aydınlanıyor. Tüm kıvrımları ritmik bir şekilde küçük bir gölün rüzgarla titreyip dalgalanması gibi hareket ediyor. Titremelere belinden, iki köprücük kemiğinin arasına, oradan da sırtına kondurduğunuz öpücükler eşlik ediyor. Ellerin buluşup sımsıkı tutuştuğu o anda titremelerin yarattığı dip dalgasının büyük patlamaya dönüşmesini yaşıyorsunuz. Birkaç saat sonra yine o harika kıvrımlarında dolaşıp mis kokulu kadının her hücresini içinizde hissettiğiniz anları tekrarlıyorsunuz

Burada devreye hemen "Arda on fire nannananannanananananaaaaa" diye bir şarkı giriyor fonda 


2 yıl her hafta, bazen hafta arası, bazen günlerce, defalarca aynı hissi yaşamak. Tıpkı bugün olduğu gibi defalarca sabahın beşlerine kadar beraber olduğunuz kadının "Hadi lan yatıp uyuyalım artık, 2 saat sonra işe gideceksin dön arkanı da zıbar" (dirty talk bu olsa gerek sanırım) uyumaya karar verip sabah uyandığımda trafikte saatlerce gözleriniz kapanır bir şekilde ofise gitmek. O geçen 2 yılın içerisinde günlerce Alaçatı'da, Sapanca'da, Ağva'da beraber geçen tatiller, o küçük tatlı evinde gecelerin sabahlara, sabahların gecelere karıştığı buluşmalar ve sabahın alaca karanlığında uykuya daldıktan sonra "yine çok içtin pufurduyorsun" sesiyle romantizmin doruk noktasına vardığı anlar

Bu 2 yılın en yakın canlı şahitleri hayatıma kattığım yakın dostlarım. Ortamın birkaç çıkıntısının verdiği geçici rahatsızlık 

, kafamda kırılan tabak takımı 

, birkaç kez kafaların güzelliği ile yaşanan gece yarısı vukuatı 

, burnuma yediğim dirsek de dahil benim bile aklımın hayalimin almadığı bir hikaye...
Hala beraber yapılacaklar listesini tamamlayamamış olduğumuz için daha çok referans okuyacak olabilirsiniz. Bundan 2 sene önce ilk yazdığım referansa bir saygı duruşu yapma vakti ( https://www.forumzamparalar503.xyz/konular/sinemelez-ile-asansorde.68723/ ) 2 seneyi 20 fotoya sığdırmaya çalıştım. Fotolar 2 yılın içinde benim de çektiğim ve en sevdiklerim. Fotolarda yer alan kemancımız @Dilsizseytan , @Maniac , @HiPo , Moria , Daisy , Hande ve Eylem'den izinsiz kullanımım için özür dilerim. @Maske , Gri ve @Buse35KayLa ile de fotomuz yok, onları da albümde tamamlamamız lazım
Asansör hikayesi gerçekleşene kadar peşini bırakmam @SineMelez bilesin












Kapıdan kırmızı montum üzerimde onu görür görmez büyülenmenin verdiği şaşkınlıkla botlarımı bile çıkarmayı unutup evinin içine dalmamın üzerinden tam 2 sene geçtikten sonra geçtiğimiz 10 Aralık Pazar sabahı aynı montla yine daldım güzelliğin yaşadığı binaya. Asansörde bir ümit yazdım "gel buraya şu yaşayamadığımız yarım kalan bir şey var o işi halledelim" diye. Tık yok tabi ben yine hüsran



O uyurken ben de bir duş alıp 1 saat sonra sürükleyerek kaldırdım Melez'i ve çıktık yola, istikamet Şile Saklı Göl. Ben tabi doğa, göl, kış ortasında parıldayan bir hava çok beğenecek diye düşünüyorum. Ama girer girmez anladım üzümlü kek beğenmedi, yüzündeki en küçük bir ifadeden anlıyorum artık anında alıştı o beach senin bu kulüp benim diye sekmemize, o gözler diyor "burası nere, ben şok, ben niye burada?" Ulan o Saklı Göl kahvaltı fotosu 300 küsür like aldı 2 günde insafsız, bir sen beğenmedin mekanı. Neyse yapacak bir şey yok, yedik içtik, patates kızartması, sünmeyen mıhlama, kahvaltılıklar falan hepsini höpletip sohbet muhabbet oyaladık @SineMelez 'i bir şekilde, sonra tekrar döndük eve. Uzun zamandır geceleri dışarı çıkıyorduk hep, evde takılmayı da özlemişim malum kış geldi hava buz. Yanımızda 3 şişe Kavaklıdere Selection, kadehlerin boşalmak bilmediği bir muhabbete koyuluverdik. Ta ki benim üzerinde görmeyi çok istediğim şu fileli ekru büstiyeri (sanırım büstiyer olsa gerek ama ne olduğu çok gereksiz bir detay önemli olan canlı görüyor olmak




Çok güzel bir kadınla ayaktasınız, arkasına dolanıp belinden sımsıkı kavramışsınız, tüm hatlarını karşınızdaki aynada görüyorsunuz, gözlerinizi aynadan ve bedeninden alamıyorsunuz. Dans ederken başlıyor her şey ve yatağa bile gidemiyorsunuz. Odanın karanlığı otoyoldan geçen araçların ve dışarıdaki aydınlatmaların vücudunun mükemmel hatlarına vuran ışığın yansımasıyla aydınlanıyor. Tüm kıvrımları ritmik bir şekilde küçük bir gölün rüzgarla titreyip dalgalanması gibi hareket ediyor. Titremelere belinden, iki köprücük kemiğinin arasına, oradan da sırtına kondurduğunuz öpücükler eşlik ediyor. Ellerin buluşup sımsıkı tutuştuğu o anda titremelerin yarattığı dip dalgasının büyük patlamaya dönüşmesini yaşıyorsunuz. Birkaç saat sonra yine o harika kıvrımlarında dolaşıp mis kokulu kadının her hücresini içinizde hissettiğiniz anları tekrarlıyorsunuz






2 yıl her hafta, bazen hafta arası, bazen günlerce, defalarca aynı hissi yaşamak. Tıpkı bugün olduğu gibi defalarca sabahın beşlerine kadar beraber olduğunuz kadının "Hadi lan yatıp uyuyalım artık, 2 saat sonra işe gideceksin dön arkanı da zıbar" (dirty talk bu olsa gerek sanırım) uyumaya karar verip sabah uyandığımda trafikte saatlerce gözleriniz kapanır bir şekilde ofise gitmek. O geçen 2 yılın içerisinde günlerce Alaçatı'da, Sapanca'da, Ağva'da beraber geçen tatiller, o küçük tatlı evinde gecelerin sabahlara, sabahların gecelere karıştığı buluşmalar ve sabahın alaca karanlığında uykuya daldıktan sonra "yine çok içtin pufurduyorsun" sesiyle romantizmin doruk noktasına vardığı anlar












Hala beraber yapılacaklar listesini tamamlayamamış olduğumuz için daha çok referans okuyacak olabilirsiniz. Bundan 2 sene önce ilk yazdığım referansa bir saygı duruşu yapma vakti ( https://www.forumzamparalar503.xyz/konular/sinemelez-ile-asansorde.68723/ ) 2 seneyi 20 fotoya sığdırmaya çalıştım. Fotolar 2 yılın içinde benim de çektiğim ve en sevdiklerim. Fotolarda yer alan kemancımız @Dilsizseytan , @Maniac , @HiPo , Moria , Daisy , Hande ve Eylem'den izinsiz kullanımım için özür dilerim. @Maske , Gri ve @Buse35KayLa ile de fotomuz yok, onları da albümde tamamlamamız lazım

Asansör hikayesi gerçekleşene kadar peşini bırakmam @SineMelez bilesin



Ekli dosyalar
-
melez 1.jpeg68.4 KB · Görüntüleme: 1,128
-
melez 2.jpeg70 KB · Görüntüleme: 1,132
-
melez3.jpeg77.4 KB · Görüntüleme: 1,102
-
melez4.jpeg92.2 KB · Görüntüleme: 1,096
-
melez5.jpeg55.4 KB · Görüntüleme: 1,080
-
melez6.jpeg58.1 KB · Görüntüleme: 1,078
-
melez7.jpeg49.8 KB · Görüntüleme: 1,059
-
melez8.jpeg68.7 KB · Görüntüleme: 1,043
-
melez9.jpeg56.5 KB · Görüntüleme: 1,095
-
melez10.jpeg58 KB · Görüntüleme: 1,104
-
melez11.jpeg92.1 KB · Görüntüleme: 1,076
-
melez12.jpeg90.3 KB · Görüntüleme: 1,072
-
melez13.jpeg42.3 KB · Görüntüleme: 1,062
-
melez14.jpeg81.4 KB · Görüntüleme: 1,037
-
melez15.jpeg61.1 KB · Görüntüleme: 1,012
-
melez16.jpeg88.4 KB · Görüntüleme: 1,008
-
melez17.jpeg118.3 KB · Görüntüleme: 994
-
melez18.jpeg95.8 KB · Görüntüleme: 1,008
-
melez19.jpeg88.7 KB · Görüntüleme: 992
-
melez20.jpeg85.3 KB · Görüntüleme: 1,144