Dragonas
Emekli Zampara
- 7 Kas 2010
- 10,668
- 14
Bu hafta vizyona giren filmler arasında dikkat çekenlerden biri, vibratörün icadını anlatan ve yönetmen Tanya Wexler imzalı Mutlu et beni Hysteria).
1880'li yıllarda Victoria dönemi Londra'sında geçen filmde, Dr. Dalrymple "özel vulva masajıyla" "Histeri" teşhisi konan kadınları tedavi etmektedir. Dr. Dalrymple'in yanında çalışmaya başlayan bir diğer genç doktor Mortimer Granville, vulva masajını otomatik olarak yapabilecek aleti yani vibratörü icat eder.
İlk vibratörün keşfine uzanan, oradan ise bir anlamda kadın ile erkek cinsiyetlerinin 19. yüzyıldaki konumuna bakış atan '' Mutlu et beni '', kostümlü seks komedisi kalıbı dahil hiçbir sorumluluğunu yerine getiremiyor. Bunda da büyük oranda sinema perdesini tiyatro sahnesiyle karıştırıp projenin boyutunu, ölçeklerini ve amaçlarını daraltırken kendini ciddiye almaktan asla vazgeçmeyen Tanya Wexlerın payı büyük.
Mutlu et beni (Hysteria, 2011), hedefini özündeki meselenin boyutuyla ve ilginçliğiyle dikkat çekme olarak koyan, kostümlü bir sürecin sahibi. Bu durum Viktoryen dönemden, Sanayi Devrimi arifesinde bir 19. yüzyıl portresini bizlere armağan etme sevdasına tutuşurken, oyuncuların mimiklerine bel bağlıyor fazlaca. Hugh Dancy, Maggie Gyllenhaal, Jonathan Pryce ve Felicity Jones gibileri ise abartılı oyunculuk tanımının içinde idare ederek filmi içine düştüğü sinemasal açmazdan birazcık kurtarıyor.
Ruhsuzluk ve olmamışlık hissiyatı sinemaskop oranını kaplamış
Ancak özellikle yönetmenlik yapmasının üzerinden 10 sene geçen Tanya Wexler, burada sinemaskop formatının içini doldurmaktan aciz bir görüntü çiziyor. Filmin esaslı sorunu da bu. Zira bu durum vodvil sahnesine çıkıp geri çekilen karakterleri ya da oyuncuları bizlere armağan ederken, çıkış o çıkış dedirtmeyen mizansenleri ruhsuzluk mağduru hale getiriyor. Bu noktada arka plan hiç ama hiç işlemezken sadece birinci boyuttan geçip giden alışılageldik prototipler izliyoruz.
Hugh Dancynin vibratörü ya da ilk seks aracını icat eden karakteri de bu bağlamda aşkları, işleri ve alaycılıklarıyla bir yere sıkışıp kalıyor. Zira Tanya Wexler sanki tiyatro sahnesindeymiş gibi mizansenleri kurgulayıp bir de 19. yüzyılın ağırlığını arkasına alınca kadın karşıtı senaryo da seks komedisi bazlı fikir de devre dışı kalıyor. Bu süreç büyük oranda yönetmene bir daha perde deneyimi görmemesini öğütlüyor.
Mutlu et beni , abartılı Rupert Everett performansından tutun iletişim ve ruh sıkıntısı çeken sinematografisine, mükemmel gözüken aksesuar-kostüm bütünlüğünden tutun performanslarına kadar, donuk kareler eşliğinde bir olmamışlık hissiyatı yaratıyor. Bu da tarihsel değeri olan bir olayı daha sinemada ele alınamamışlar listesine dahil ediyor.
FİLMİN NOTU: 3
Künye:
Mutlu et beni (Hysteria)
Yönetmen: Tanya Wexler
Oyuncular: Hugh Dancy, Maggie Gyllenhaal, Rupert Everett, Jonathan Pryce, Felicity Jones, Ashley Jensen
Süre: 100 dk.
Yapım yılı: 2011
1880'li yıllarda Victoria dönemi Londra'sında geçen filmde, Dr. Dalrymple "özel vulva masajıyla" "Histeri" teşhisi konan kadınları tedavi etmektedir. Dr. Dalrymple'in yanında çalışmaya başlayan bir diğer genç doktor Mortimer Granville, vulva masajını otomatik olarak yapabilecek aleti yani vibratörü icat eder.
İlk vibratörün keşfine uzanan, oradan ise bir anlamda kadın ile erkek cinsiyetlerinin 19. yüzyıldaki konumuna bakış atan '' Mutlu et beni '', kostümlü seks komedisi kalıbı dahil hiçbir sorumluluğunu yerine getiremiyor. Bunda da büyük oranda sinema perdesini tiyatro sahnesiyle karıştırıp projenin boyutunu, ölçeklerini ve amaçlarını daraltırken kendini ciddiye almaktan asla vazgeçmeyen Tanya Wexlerın payı büyük.
Mutlu et beni (Hysteria, 2011), hedefini özündeki meselenin boyutuyla ve ilginçliğiyle dikkat çekme olarak koyan, kostümlü bir sürecin sahibi. Bu durum Viktoryen dönemden, Sanayi Devrimi arifesinde bir 19. yüzyıl portresini bizlere armağan etme sevdasına tutuşurken, oyuncuların mimiklerine bel bağlıyor fazlaca. Hugh Dancy, Maggie Gyllenhaal, Jonathan Pryce ve Felicity Jones gibileri ise abartılı oyunculuk tanımının içinde idare ederek filmi içine düştüğü sinemasal açmazdan birazcık kurtarıyor.
Ruhsuzluk ve olmamışlık hissiyatı sinemaskop oranını kaplamış
Ancak özellikle yönetmenlik yapmasının üzerinden 10 sene geçen Tanya Wexler, burada sinemaskop formatının içini doldurmaktan aciz bir görüntü çiziyor. Filmin esaslı sorunu da bu. Zira bu durum vodvil sahnesine çıkıp geri çekilen karakterleri ya da oyuncuları bizlere armağan ederken, çıkış o çıkış dedirtmeyen mizansenleri ruhsuzluk mağduru hale getiriyor. Bu noktada arka plan hiç ama hiç işlemezken sadece birinci boyuttan geçip giden alışılageldik prototipler izliyoruz.
Hugh Dancynin vibratörü ya da ilk seks aracını icat eden karakteri de bu bağlamda aşkları, işleri ve alaycılıklarıyla bir yere sıkışıp kalıyor. Zira Tanya Wexler sanki tiyatro sahnesindeymiş gibi mizansenleri kurgulayıp bir de 19. yüzyılın ağırlığını arkasına alınca kadın karşıtı senaryo da seks komedisi bazlı fikir de devre dışı kalıyor. Bu süreç büyük oranda yönetmene bir daha perde deneyimi görmemesini öğütlüyor.
Mutlu et beni , abartılı Rupert Everett performansından tutun iletişim ve ruh sıkıntısı çeken sinematografisine, mükemmel gözüken aksesuar-kostüm bütünlüğünden tutun performanslarına kadar, donuk kareler eşliğinde bir olmamışlık hissiyatı yaratıyor. Bu da tarihsel değeri olan bir olayı daha sinemada ele alınamamışlar listesine dahil ediyor.
FİLMİN NOTU: 3
Künye:
Mutlu et beni (Hysteria)
Yönetmen: Tanya Wexler
Oyuncular: Hugh Dancy, Maggie Gyllenhaal, Rupert Everett, Jonathan Pryce, Felicity Jones, Ashley Jensen
Süre: 100 dk.
Yapım yılı: 2011