- 15 Ara 2019
- 648
- 877
- 49
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Merhaba arkadaşlar iyi akşamlar dilerim. Anılarıma bir yenisini, defalarca eklediğim Civcivim Sinem ile devam ettim..

Çok uzun zamandır görüşmemiştim Sinem’imle biraz kızgın olduğumdan dolayı ama artık buna bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor dedim ve Sinem’imle zaten yazıştığımız wp üzerinden ( kızgınım ama yazışmamızı hiç eksik etmeden yazıştık bazen küs bazen barışık hep iletişim içindeydik.) bu defa buluşalım diye yazıverdim. Beni hiç kırmadığı için ona çok teşekkür ediyorum. Ne zaman desem hiç hayır demeden buyur gel mavişim demesi de bir cabası...ve günü karar kıldıktan sonra zamanı beklemeye başladık..
Benim, heyacanını hiç kaybetmeyen bir kişiliğim var. Ama seviyorum heyecanı. Heyecan olmadan olmaz gibi geliyor bana. Neyse ben beklemedeyim. Eğer bir kişiyi yada istediğin her hangi bir şeyi bekliyorsan bilki bu zaman çok kolay geçmeyecektir..
Zor bela zamanı geçirdikten sonra defalarca denizleri, dağları, yolları aşındırdığım Sinem’im için tekrar yollara düşme vakti gelmişti. Bu defa biraz erken oldu. Sabahın yedisinde düştüm yollara. Ama civcivim için değil sabahın körü gecenin zindanın da bile yollara düşmeye razıyım. Çünkü dost dediğin zaman ilk önce akla gelenler arasındadır. Ona ne kadar kızsam da öyle bir enerjisi var ki sizi, siz istemeseniz bile adeta çekiyor kendine. Hop hemşerim
nereye gidiyorsun bensiz der gibi.
Ve artık İstanbul’dayım yollar boş olduğu için biraz erken ulaştım. Ama bekledim. Bir cafe türü bir yer olmadığı için yada ben bilmediğim için bir otobüs durağında kırkbeş dakika sanki otobüs bekliyormuş gibi oturdum. Ama bir de bana sorun zaman adeta durdu geçmek bilmiyor. İki adım ötemde ama sanki okyanus ötesin de gibi uzanamıyorum. Son on dakika aradım birazdan ordayım dedim ama ben zaten ordaydım.
Hemen dönüş yaptı bitanem tamam bekliyorum diye. Heyecanım bin kart arttı. Az değil uzun zaman oldu..
Dış kapı açıldı. Asansöre bindim aklımda asansörde foto çekip atacaktım ama nerde, ben o heyecanla her şeyi unutmuşum. Asansörden indim, kapı hafifçe açık yavaşça içeri girdim. Ve işte o, dağları ben yarattım edasıyla karşımda siyahlar içinde mini bir elbise yandan yırtmacıyla işte ben burdayım diyordu Sinem. Hemen sarılmak öpmek istiyorum ama nalet bu covid yüzünden içimde kalıyor. Önce lavabo, temizlik yapıp geliyorum. Ve beklenen an!! alıyorum kollarıma sıkıca sarılıyorum. Boynundan öpüp kokluyorum önce çünkü özlenmiş kokusunu içime çekiyorum başka koku duymuyor, hiç bir zerresini kaçırmadan bütün kokusunu içime çekiyordum. Sonra dudaklar
buluştu onlar hasret giderdi. Çok özlemişler o bal dudakları tatmayı. Hadi geçelim dedi salona geçtik.
Bu arada saçlarını küt kestirmiş ve tatlılığına tatlılık katmış.
O güzel yüzü bir başka güzel görünür olmuş. Hele gözleri yok mu, ben ona eşek gözlüm diyorum. Kızıyor bana
Kızmak bile o kadar yakışıyor ona anlatamam. 

Sabah sabah hiç üşenmemiş güzel bir masa hazırlamış. Elleri dert görmesin. Sen otur ben geliyorum deyip kalkıyor. Aman Allah’ım arkadan nasıl bir görünüş o aklım çıkıyor. Mini eteği yukarı çıkmış o muhteşem popo ortada, ufak bir hareketle aşağı çekiyor sanki hevesini sonraya sakla der gibi ben de sineye çekip bekleyeyim bakalım dedim.
Biraz sonra yine elinde bir şeyler ile geliyor yapma gerek yok diyorum ama kime diyorum. Sesini kes otur diyor bana.
emri başım üstüne. Gel dedim artık yanıma otur dedim. Oturdu uzun zaman olmuştu dip dibe oturmayalı gırgır şamata hasret gideriyorken bir yandan benim gözlerim süzüyor baştan aşağı her yerini, ellerim bir orda bir burda geziniyor rahat durmuyor. Ve sarılmalar derken uzuyoruz mekana doğru kalbim küt küt atıyor adeta.
Sarılmalar başlıyor. Benim eller o muhteşem popoda geziniyor. Sonra birlikte üzerimizdeki fazlalıkları çıkarmaya başlıyoruz. Ve o muhteşem memişler gözlerim önünde onları tutmak okşamak o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam. Şehvetle dudaklar birleşiyor ama öyle böyle değil uzun süre hasret kalınmış tat, tattıkça tadı damağıma dolanıyor. O dil artık devreye girmeli diyor önce memişleri uzun uzun dilledikten sonra hasretine tadına varılması gereken
doğru ilerliyorum. Ve ordayım ben hareket ettikçi Sinem’im verdiği tepkiler beni gaza getiriyor bir emzik gibi emiyordum. Bir ara bir şey bırakmayacaksın içine çektin hepsini deyince yavaş öküz
hiç mi görmedin dedim..Ama bu tadı özlemişim naif bir adamım hard yapamıyorum, ama arada özlem olunca kendiliğinden ortaya çıkıyor demek. 
neyse
tadını damağıma aldıktan sonra
ve
buluşma vakti gelmişti. Benim sevdiğim pozisyon olan misyonerle başlayıp misyonerle doruğa ulaştık. O hazzı yüz yüze yaşamak gibisi yok. Böylece ilk bölümü tamamlamış olduk. Önce ben sonra Sinem duşlarımızı aldık salona geçtik.
Tatlım kahve içelim dedi ve iki orta kahve hazırlayıp geldi. Kahvelerimizi yudumlarken sohbet ortam muhabbeti derken değiştirmiş olduğu askılı elbisenin askısı düşerken aşık olduğum memişler ortaya çıkıyor. Gözler fal taşı gibi açılıyor. O çekiyor ama inadına yine düşüyor
biliyor çok sevdiğimi ağzıma layık olduğunu
sanki bana ortam hazırlıyor.
Kahveler bitti oynaşma vakti geldi. Sinem’im önde ben arkada Sinem’e sarılı vaziyette eller dolu mis kokulu boyun öpüle öpüle mekana vardık. Müzikler açıldı karşılıklı bakışlar süzmeler ortam sıcak benim üstümdeki havlu şıp deyip düşüverdi. Bende Sinem’i soyuverdim. Sadece tanga kaldı sırtı bana dönük o muhteşem duruş popo gözümün önünden gitmiyor. Birden dönüyor dudaklar birleşiyor. Birbiri içine giriyor dudaklar dakikalarca devam ediyor. Şimdi yat ifadeni alayım diyor. Başlıyor maharetini sergilemeye harika oral yapıyor ufak ısırıklar derken üzerime doğru çıkıp başlıyor cowgirl, efsane anlatamıyorum Sinem devam ederken bende boş durmuyorum aşık olduğum memişleri bırakmıyor avuçlarımla esaretim altına alıyordum. Dümendeki Sinem’im biranda pozisyon değiştiriyor yüz üstü uzanıyor şimdi benim pozisyonum diyor, ve devam ediyoruz. Ortaya karışık seslerden sonra nirvanaya ulaşmak bu diyor ve doyuma eriyoruz.
Duşlar alınıyor solan da sohbet derken vaktin nasıl geçtiğini anlamadan zaman uçup gitmişti. Ve gitme vakti gelmişti. Ayrılmak hiç istemiyordum ama yapacak bir şey yok. Koltukta sarılmalar öpmeler kapıya kadar. Ayakkabılar giyildi, son öpücükler alındı uçarak geldiğim yoldan bir kağnı gibi geri dönüyordum.
Ama bu bir veda değil sadece ufak bir ara diyorum...
Bugün yaşattıkların için ne kadar teşekkür etsem az kalır bitanem. Değerlisin, dostsun her şeysin. Güzel kalbinden defalarca öpüyor ve sevildiği bilmemi istiyorum...Canımsın..

Tekrar tekrar görüşmek üzere bitanem..~~~











❤


Çok uzun zamandır görüşmemiştim Sinem’imle biraz kızgın olduğumdan dolayı ama artık buna bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor dedim ve Sinem’imle zaten yazıştığımız wp üzerinden ( kızgınım ama yazışmamızı hiç eksik etmeden yazıştık bazen küs bazen barışık hep iletişim içindeydik.) bu defa buluşalım diye yazıverdim. Beni hiç kırmadığı için ona çok teşekkür ediyorum. Ne zaman desem hiç hayır demeden buyur gel mavişim demesi de bir cabası...ve günü karar kıldıktan sonra zamanı beklemeye başladık..
Benim, heyacanını hiç kaybetmeyen bir kişiliğim var. Ama seviyorum heyecanı. Heyecan olmadan olmaz gibi geliyor bana. Neyse ben beklemedeyim. Eğer bir kişiyi yada istediğin her hangi bir şeyi bekliyorsan bilki bu zaman çok kolay geçmeyecektir..
Zor bela zamanı geçirdikten sonra defalarca denizleri, dağları, yolları aşındırdığım Sinem’im için tekrar yollara düşme vakti gelmişti. Bu defa biraz erken oldu. Sabahın yedisinde düştüm yollara. Ama civcivim için değil sabahın körü gecenin zindanın da bile yollara düşmeye razıyım. Çünkü dost dediğin zaman ilk önce akla gelenler arasındadır. Ona ne kadar kızsam da öyle bir enerjisi var ki sizi, siz istemeseniz bile adeta çekiyor kendine. Hop hemşerim

Ve artık İstanbul’dayım yollar boş olduğu için biraz erken ulaştım. Ama bekledim. Bir cafe türü bir yer olmadığı için yada ben bilmediğim için bir otobüs durağında kırkbeş dakika sanki otobüs bekliyormuş gibi oturdum. Ama bir de bana sorun zaman adeta durdu geçmek bilmiyor. İki adım ötemde ama sanki okyanus ötesin de gibi uzanamıyorum. Son on dakika aradım birazdan ordayım dedim ama ben zaten ordaydım.


Dış kapı açıldı. Asansöre bindim aklımda asansörde foto çekip atacaktım ama nerde, ben o heyecanla her şeyi unutmuşum. Asansörden indim, kapı hafifçe açık yavaşça içeri girdim. Ve işte o, dağları ben yarattım edasıyla karşımda siyahlar içinde mini bir elbise yandan yırtmacıyla işte ben burdayım diyordu Sinem. Hemen sarılmak öpmek istiyorum ama nalet bu covid yüzünden içimde kalıyor. Önce lavabo, temizlik yapıp geliyorum. Ve beklenen an!! alıyorum kollarıma sıkıca sarılıyorum. Boynundan öpüp kokluyorum önce çünkü özlenmiş kokusunu içime çekiyorum başka koku duymuyor, hiç bir zerresini kaçırmadan bütün kokusunu içime çekiyordum. Sonra dudaklar

Bu arada saçlarını küt kestirmiş ve tatlılığına tatlılık katmış.




Sabah sabah hiç üşenmemiş güzel bir masa hazırlamış. Elleri dert görmesin. Sen otur ben geliyorum deyip kalkıyor. Aman Allah’ım arkadan nasıl bir görünüş o aklım çıkıyor. Mini eteği yukarı çıkmış o muhteşem popo ortada, ufak bir hareketle aşağı çekiyor sanki hevesini sonraya sakla der gibi ben de sineye çekip bekleyeyim bakalım dedim.
Biraz sonra yine elinde bir şeyler ile geliyor yapma gerek yok diyorum ama kime diyorum. Sesini kes otur diyor bana.

Sarılmalar başlıyor. Benim eller o muhteşem popoda geziniyor. Sonra birlikte üzerimizdeki fazlalıkları çıkarmaya başlıyoruz. Ve o muhteşem memişler gözlerim önünde onları tutmak okşamak o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam. Şehvetle dudaklar birleşiyor ama öyle böyle değil uzun süre hasret kalınmış tat, tattıkça tadı damağıma dolanıyor. O dil artık devreye girmeli diyor önce memişleri uzun uzun dilledikten sonra hasretine tadına varılması gereken









Tatlım kahve içelim dedi ve iki orta kahve hazırlayıp geldi. Kahvelerimizi yudumlarken sohbet ortam muhabbeti derken değiştirmiş olduğu askılı elbisenin askısı düşerken aşık olduğum memişler ortaya çıkıyor. Gözler fal taşı gibi açılıyor. O çekiyor ama inadına yine düşüyor



Kahveler bitti oynaşma vakti geldi. Sinem’im önde ben arkada Sinem’e sarılı vaziyette eller dolu mis kokulu boyun öpüle öpüle mekana vardık. Müzikler açıldı karşılıklı bakışlar süzmeler ortam sıcak benim üstümdeki havlu şıp deyip düşüverdi. Bende Sinem’i soyuverdim. Sadece tanga kaldı sırtı bana dönük o muhteşem duruş popo gözümün önünden gitmiyor. Birden dönüyor dudaklar birleşiyor. Birbiri içine giriyor dudaklar dakikalarca devam ediyor. Şimdi yat ifadeni alayım diyor. Başlıyor maharetini sergilemeye harika oral yapıyor ufak ısırıklar derken üzerime doğru çıkıp başlıyor cowgirl, efsane anlatamıyorum Sinem devam ederken bende boş durmuyorum aşık olduğum memişleri bırakmıyor avuçlarımla esaretim altına alıyordum. Dümendeki Sinem’im biranda pozisyon değiştiriyor yüz üstü uzanıyor şimdi benim pozisyonum diyor, ve devam ediyoruz. Ortaya karışık seslerden sonra nirvanaya ulaşmak bu diyor ve doyuma eriyoruz.
Duşlar alınıyor solan da sohbet derken vaktin nasıl geçtiğini anlamadan zaman uçup gitmişti. Ve gitme vakti gelmişti. Ayrılmak hiç istemiyordum ama yapacak bir şey yok. Koltukta sarılmalar öpmeler kapıya kadar. Ayakkabılar giyildi, son öpücükler alındı uçarak geldiğim yoldan bir kağnı gibi geri dönüyordum.
Ama bu bir veda değil sadece ufak bir ara diyorum...
Bugün yaşattıkların için ne kadar teşekkür etsem az kalır bitanem. Değerlisin, dostsun her şeysin. Güzel kalbinden defalarca öpüyor ve sevildiği bilmemi istiyorum...Canımsın..


Tekrar tekrar görüşmek üzere bitanem..~~~











