Mutfak

35'lik rakı şişesinden daha kısa iken dadanmıştım mutfağa, ekmek bıçağı kadar bir şeydim ama salatalık, domates, soğan doğramaya bayılırdım, insanın içinden geldikten sonra öyle alengirli bir eğitime, usta çırak ilişkisine gerek yok ama yürekten gelecek tabii bu.

Yemek hazırlamak emek ve özveri isteyen bir olay, yorgun bir günün akşamında saçma sapan düşünceler içinde kaybolmak yerine güzel bir müzik eşliğinde yapılması inanılmaz keyifli, bir nevi terapi, teriniz gözlerinizi yakacak, elleriniz yorulacak çalışmaktan ama verdiğiniz emeğin sonunda bir mucize çıkacak ortaya, aşka ve yemek yapmaya sonunu düşünmeden başlayın demişler ya ))

Hele ki bir özel durum mevzu bahis ise, özel birisi ya da dost meclisi için yapılacak hazırlıklar tatlı bir telaş, hep bir şeyin eksik kaldığı hissi ama günün sonunda muhteşem bir gece...bazen de bir yalnız gece ya da tek başına olduğun bir gece, arkadaşın gökyüzündeki yıldızlar olur ve tek tabanca mezeni, yemeğini hazırlayıp sofranı kurduğunda buz gibi rakıdan esaslı yudum almana değmiştir bütün o emekler.

Ekmeğimiz var, yemeğimiz var
Yemeğe iştahımız var
Oturur yemek yeriz cümbür cemaat
Alnımızın terinden, elimizin emeğinden
Etrafa yayılınca makarnanın buğusu
Bize ne elalemin on türlü yemeğinden )))

Turgut Uyar yazmış bu dizeleri, bana da sizlerle paylaşmak düşer, etli nohutun yanına bulgur pilavı yapanlara selam olsun ))