- 26 Tem 2022
- 176
- 147
- 26
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Herkesin hayatına iyi ya da kötü anlamda girip çıkan birileri olmuştur. Hiç ummadığımız kişileri kaybederiz, hiç ummadığımız kişileri hayatımıza katarız. İşte bu, öngörülemeyen hayata katışlar 14 Ekim 2023'te başladı. İlk tanışmanın verdiği heyecan ve o garip duyguyu her kavuşacağımız zaman yine aynı tazelikte korunuyor. O iki güzel kadın, iki güzel kahkaha benim bakmaya doyamadığım bir çift mavi göz... ve tabii @warship2 dostum 
O kadınlar ki bizi çocuklaştıran, o kadınlar ki bizi birbirimizin dahi hiç görmediği hallere edalara bürüten. Sertliğimden ödün vermeyen beni yanında kedi gibi uysallaştıran o kadın...
Zaman zaman bakışlarımızın kesişip o mavi gözleriyle hafiften kısıp süzerek bakışları, yanımda ki sıcaklığı, nefesinde bulduğum huzurum, teninde ki sıcaklığın kalbimi harlaması...
Sımsıcak nefesini omuzumda, boynumda hissederek dans etmelerimiz...
Yanlarından ayrıldıktan sonra @@warship2 dostum ile sessiz sedasız, hiç konuşmadan otel odalarımıza gitmemiz...
ve tabii zaman zaman bize kaçan sert mizaçları...
Sanki @warship2 ile benim kadın versiyonlarımız
İnsanlar rastgele karşılaşmazlar, özellikle belirli aralıklarda görüşülüyorsa bu kesinlikle tesadüfi bir şey değildir. İkimizin de o gün böyle şeyler yaşayacağımız aklımızın ucundan dahi geçmezdi. Bir siyah saçlı bir sarı saçlı aldı gitti gönlümüzü. İnsan kendisinden, kendi gözünden, kendi dokunuşundan sakınır mı? Evet, gerçekten sakınıyor. Yazı yazmaktan sakınıyor insan. Aklına düşmesinden sakınıyor. Saçlarının teline zarar gelmesinden imtina ediyor insan.
Eskiden denizciydim, komutanlarımız uzun seneler gemi görevinde eşinden, sevgilisinden ayrı kalmanın hasretiyle nasıl yanıp tutuştuklarını anlatırlardı. Şimdi onları çok iyi anlıyorum. Bir süre önce @warship2 dostumla da bunu konuştuk;
''-Sanki gemiciymişim de karaya sevdiceğimin yanına gidecekmişim gibi hissediyorum. Aklımdan çıkmıyor o nazlı nazlı bakışları.''
''+En güzel özet bu ya.''
Her görüşmeye giderken uçaktaki o heyecanımız, pilota kızmamız benim ''Uçağı versinler bana 25 dakikaya yanlarına indirmezsem gör.'' serzenişlerim.
Otelde @@warship2 dostumun tavana gözlerini dikip ''Ben bu kızı çok özledim.'' demesi...
Yaşantımızda gördüğümüz her şeyde onları aramamız, oynadığımız oyunda bile benzetmemiz...
Sakınıyor, insan bakmaktan, görmekten, isimlerini bile anmaktan sakınıyor insan. Efsunlanmış gibi...
Eğer yüzlerine, gözlerine (özellikle kalbimin derinliklerine işleyen maviler) ve kalplerine ufakta olsa bir sıcak gülümseme sokabildiysek kendimizi bir başka mutlu addediyoruz.
O kapının açılıp bizleri kucaklamaları, oradaki sıcaklık alışverişini hiçbir yerde göremedim. Çok garip. Bunları yazıyor olmam çok garip. Uzun zamandır içimde tuttuğum duyguların zerresi olamayacak ama en azından yükümü biraz hafifleteceğini umuyorum. Dünya üzerindeki bütün güzelliklerin, bütün iyi şeylerin hepsini alırlar umarım. Belki o zamanlarda biz yanlarında olamayız. Belki kader bir daha bizleri denk getirmez ama orada bir yerlerde iyi olduklarını bilmek, işte bu bizim mahzun ve üzüntülü halimize bir sevinç katacaktır. Mutluluk ve sevinç çok farklı şeylerde de olabiliyor. Mesela bir çift kelepçe ya da bir avuçluk Kabuksuz Çekirdek gibi...
Hayatımıza iyi ki girdiniz ve bizleri az ya da çok kendi hayatlarınıza kattığımız için sizlere çok ama çok teşekkür ederim.
Aydınlıkta karşınızda, karanlıkta yanınızda olmak dileğiyle.
Sizi gerçekten çok seviyoruz. Sakındığımızdan söyleyemediğimiz tonla şey mevcut. Özellikle sen mavi gözlüm sen çok ayrısın.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
O kadınlar ki bizi çocuklaştıran, o kadınlar ki bizi birbirimizin dahi hiç görmediği hallere edalara bürüten. Sertliğimden ödün vermeyen beni yanında kedi gibi uysallaştıran o kadın...
Zaman zaman bakışlarımızın kesişip o mavi gözleriyle hafiften kısıp süzerek bakışları, yanımda ki sıcaklığı, nefesinde bulduğum huzurum, teninde ki sıcaklığın kalbimi harlaması...
Sımsıcak nefesini omuzumda, boynumda hissederek dans etmelerimiz...
Yanlarından ayrıldıktan sonra @@warship2 dostum ile sessiz sedasız, hiç konuşmadan otel odalarımıza gitmemiz...
ve tabii zaman zaman bize kaçan sert mizaçları...
Sanki @warship2 ile benim kadın versiyonlarımız
İnsanlar rastgele karşılaşmazlar, özellikle belirli aralıklarda görüşülüyorsa bu kesinlikle tesadüfi bir şey değildir. İkimizin de o gün böyle şeyler yaşayacağımız aklımızın ucundan dahi geçmezdi. Bir siyah saçlı bir sarı saçlı aldı gitti gönlümüzü. İnsan kendisinden, kendi gözünden, kendi dokunuşundan sakınır mı? Evet, gerçekten sakınıyor. Yazı yazmaktan sakınıyor insan. Aklına düşmesinden sakınıyor. Saçlarının teline zarar gelmesinden imtina ediyor insan.
Eskiden denizciydim, komutanlarımız uzun seneler gemi görevinde eşinden, sevgilisinden ayrı kalmanın hasretiyle nasıl yanıp tutuştuklarını anlatırlardı. Şimdi onları çok iyi anlıyorum. Bir süre önce @warship2 dostumla da bunu konuştuk;
''-Sanki gemiciymişim de karaya sevdiceğimin yanına gidecekmişim gibi hissediyorum. Aklımdan çıkmıyor o nazlı nazlı bakışları.''
''+En güzel özet bu ya.''
Her görüşmeye giderken uçaktaki o heyecanımız, pilota kızmamız benim ''Uçağı versinler bana 25 dakikaya yanlarına indirmezsem gör.'' serzenişlerim.
Otelde @@warship2 dostumun tavana gözlerini dikip ''Ben bu kızı çok özledim.'' demesi...
Yaşantımızda gördüğümüz her şeyde onları aramamız, oynadığımız oyunda bile benzetmemiz...
Sakınıyor, insan bakmaktan, görmekten, isimlerini bile anmaktan sakınıyor insan. Efsunlanmış gibi...
Eğer yüzlerine, gözlerine (özellikle kalbimin derinliklerine işleyen maviler) ve kalplerine ufakta olsa bir sıcak gülümseme sokabildiysek kendimizi bir başka mutlu addediyoruz.
O kapının açılıp bizleri kucaklamaları, oradaki sıcaklık alışverişini hiçbir yerde göremedim. Çok garip. Bunları yazıyor olmam çok garip. Uzun zamandır içimde tuttuğum duyguların zerresi olamayacak ama en azından yükümü biraz hafifleteceğini umuyorum. Dünya üzerindeki bütün güzelliklerin, bütün iyi şeylerin hepsini alırlar umarım. Belki o zamanlarda biz yanlarında olamayız. Belki kader bir daha bizleri denk getirmez ama orada bir yerlerde iyi olduklarını bilmek, işte bu bizim mahzun ve üzüntülü halimize bir sevinç katacaktır. Mutluluk ve sevinç çok farklı şeylerde de olabiliyor. Mesela bir çift kelepçe ya da bir avuçluk Kabuksuz Çekirdek gibi...
Hayatımıza iyi ki girdiniz ve bizleri az ya da çok kendi hayatlarınıza kattığımız için sizlere çok ama çok teşekkür ederim.
Aydınlıkta karşınızda, karanlıkta yanınızda olmak dileğiyle.
Sizi gerçekten çok seviyoruz. Sakındığımızdan söyleyemediğimiz tonla şey mevcut. Özellikle sen mavi gözlüm sen çok ayrısın.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Moderatör tarafında düzenlendi: