- 21 Eyl 2021
- 160
- 350
- 41
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
"Doksanlar"dendiğinde içim sıcacık olur, heyecanlanırım, özlem duyarım o günlerime. Saatlerce konuşabilirim doksanlar hakkında. Çocukluğumu doyasıya yaşadığım, oyunlar oynadığım, hayaller kurduğum, dış dünyadan bihaber, kendi dünyamda yaşadığım zamanlardı. Dünyayı kendi kafamın içinde yaşamak, ‘çekirdek’ çevremi kendi kafama göre belirlemek, sanırım o zamanlarımdan yadigar bana. Eve girme zamanının geldiğini gösteren akşam ezanı dışında herhangi bir sınırım yoktu ki hiç, eve girdikten sonra da devam ederdi zaten oyun. Yaralarımla da daha kolay baş edebiliyordum; çünkü sadece diz yaralarım vardı o zamanlar. Sokakların, oyunların ve arada kabuğunu kaldırıp tekrar kanattığım yaralarımın hepsi benimdi. Belki de, büyüdükçe bana dayatılan, beni sınırlandırmaya çalışan sosyal/fiziksel çevreye ve zor iyileşen yaralarıma olan isyanım bu yüzdendir. “Büyüdüm, elbette büyüdüm ama o ‘durdum ben’ diyen tarafım doksanlarda kaldı galiba.”
Doksanlar müzik arşivimden bol bol şarkılar dinlerken bana eşlik eden güzeller güzeli kadınım İncilayım. Nam-ı diğer Aşk.
Yine bir yurt dışı maceramdan sonra kendisine yılbaşından önce geleceğimin sözünü verdiğim için İstanbul'a gelişimden saatler sonra soluğu Nur-u Ayn'ım (Gözümün nuru) olan @İNCİLAY'ın yanında aldım. Kapıyı yine her zamanki gibi heyecanla açtı. İçeri girdiğimde ayakkabılarımı ve üzerimdekilerimi çıkartmadan kapı yarı açık bir şekilde birbirimize doya doya sarılıp öpüştük. Temizlik faslından sonra yanına oturup biraz sarılarak, biraz öpüşerek, biraz elleşip ve sohbet ederek hasret giderdik. Yedik,içtik eğlendik. Sohbet muhabbet derken bir anda ikimizin de ateşi başına vurmaya başlayınca hararetimiz arttı
İncilayım göğüslerini yüzüme dayadı bende bu güzel ikramı geri çevirmeyerek tadına baktım doya doya. Sevişerek odamıza geçtik. Öpüşmelerimiz bu sefer daha farklı bir boyuttaydı. Resmen dudaklarına doydum. Ayak bileklerinden başlayarak göğüslerini, kalçalarını kısacası vücudunun her yerine doymaya çalıştım. Allahım bu ney böyle bu güzellik beni uçuruyor. Bu nasıl bir oral böyle. Yok böyle birşey sınırlarını zorluyor beni mutlu etmek için. Ben bu güzelliğe aşık olmuyayımda napayım

. Aklıma doksanların meşhur bir şarkısının sözleri geldi aklıma
Dudakları kiraz yoksa bal mı
Gonca açmış yoksa gül mü
Sana köle olayım yoksa kul mu
Bal mı, gül mü, kul mu evelallah
Derken kucağımda yerini alıyor ben biraz normal tempoda giderken dayanamayarak hızlanıyorum. Peşine pozisyonlar peşpeşe geliyor. Bu güzel kadın beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. İçim içime sığmıyor
ve dilimde yine bir şarkı 


Dön bana gördüğüm en büyük aşksın
Son öpüşüm cennete kalsın
Zaten ölmüşüm sensiz
Bu nasıl aşktır?
Elini bir daha çekme
Ölüyorum gözlerine
Benim senle nefes almam
Şarttır, şarttır..
Evet sevgili Forum zamparalar sakinleri bu güzel kadınla dolu dolu 4 saat geçirip gece yarısı yanından ayrıldım. Ayaklarım direnip gitmek istemesede mecburen yanından ayrıldım. Tabii klasikleşen kapı önü sarılmalarımız, öpüşmelerimizi yapıp vedalaştık. Harika bir gece yaşatan güzel kadın seviliyorsun


Ben sözümü tuttum sıra sende. Yazın tatilde bekliyorum yurt dışına. Ne diyorduk "Tanjuya pasta saçlarım rasta" 
Aşk kendine çok iyi bak. Çok seviliyorsun. Gitmeden mutlaka tekrar görüşelim. Yine Doksanların güzel bir şarkısıyla yazımı tamamlıyalım.
Ziller çalınca
Kaçardım sana
Sığınıp kollarına
Küserdim dünyaya
Okulu asardım
Dünyaya küserdim
Dalıp da giderdim
Gözlerinin içine.
Doksanlar müzik arşivimden bol bol şarkılar dinlerken bana eşlik eden güzeller güzeli kadınım İncilayım. Nam-ı diğer Aşk.
Yine bir yurt dışı maceramdan sonra kendisine yılbaşından önce geleceğimin sözünü verdiğim için İstanbul'a gelişimden saatler sonra soluğu Nur-u Ayn'ım (Gözümün nuru) olan @İNCİLAY'ın yanında aldım. Kapıyı yine her zamanki gibi heyecanla açtı. İçeri girdiğimde ayakkabılarımı ve üzerimdekilerimi çıkartmadan kapı yarı açık bir şekilde birbirimize doya doya sarılıp öpüştük. Temizlik faslından sonra yanına oturup biraz sarılarak, biraz öpüşerek, biraz elleşip ve sohbet ederek hasret giderdik. Yedik,içtik eğlendik. Sohbet muhabbet derken bir anda ikimizin de ateşi başına vurmaya başlayınca hararetimiz arttı




Dudakları kiraz yoksa bal mı
Gonca açmış yoksa gül mü
Sana köle olayım yoksa kul mu
Bal mı, gül mü, kul mu evelallah
Derken kucağımda yerini alıyor ben biraz normal tempoda giderken dayanamayarak hızlanıyorum. Peşine pozisyonlar peşpeşe geliyor. Bu güzel kadın beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. İçim içime sığmıyor





Dön bana gördüğüm en büyük aşksın
Son öpüşüm cennete kalsın
Zaten ölmüşüm sensiz
Bu nasıl aşktır?
Elini bir daha çekme
Ölüyorum gözlerine
Benim senle nefes almam
Şarttır, şarttır..
Evet sevgili Forum zamparalar sakinleri bu güzel kadınla dolu dolu 4 saat geçirip gece yarısı yanından ayrıldım. Ayaklarım direnip gitmek istemesede mecburen yanından ayrıldım. Tabii klasikleşen kapı önü sarılmalarımız, öpüşmelerimizi yapıp vedalaştık. Harika bir gece yaşatan güzel kadın seviliyorsun






Aşk kendine çok iyi bak. Çok seviliyorsun. Gitmeden mutlaka tekrar görüşelim. Yine Doksanların güzel bir şarkısıyla yazımı tamamlıyalım.
Ziller çalınca
Kaçardım sana
Sığınıp kollarına
Küserdim dünyaya
Okulu asardım
Dünyaya küserdim
Dalıp da giderdim
Gözlerinin içine.