LuckyOne
Normal Üye
- 31 Mar 2022
- 9
- 25
- 32
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Elena'yla dün akşam, kendi yerinde, tanışmak için kısa bir görüşme yaptık.
Önce okuyucunun beklediği teknik kısımları aradan çıkarayım çabucak. Highlightlayayım hatta;
Konum iyi yerde. Hoş, şık bir rezidans. Girişte güvenlik TC veya kimlik sorup bilgisayara giriyor (büyük ihtimalle sistemine kaydediyor) ancak her rezidans için standart bir işlem bu artık. Konuyla bir alaka kurup paranoyaya bağlamanız gerektiğini düşünmüyorum. 20 kat yukardaki komşuya ziyarete gelen anne babası da girişte TC verip giriyor. Kaldı ki işlem standart/prosedür olduğu için kendinizden emin olduğunuz takdirde güvenlik de durumu pek önemsemiyor anlaşılan ki yukarı çıktığımda Elena aşağıdan kendisini misafirinin geldiği yönünde aramadıkları için bayağı şaşırdı, hep ararlar normalde dedi.
Bir başka teknik detay iletişim. Kendim karşılaştırmalı diller üzerine çalışmalarda bulunduğum için çabuk kavradım belki durumu ancak görüşme detayları için mesajlaştığımız sırada Elena'nın cevapları belki de üçüncü bir gözün "soğukluk" olarak algılayabileceği şekildeydi. Hemen anladım bunun ana-dil/ikinci-dil farkından olduğunu. Çok net, çok düz, çok kısa, sonuç odaklı cevaplar. "Çeviride odak değişimi" yaşanıyor şu an kesin dedim zira birebir çeviriler hisleri her zaman çeviremez (benim, elenanın, türkçenin, kazakçanın, rusçanın, ingilizcenin değil direkt bir konsept olarak dillerin suçu bu). En güzel örneği birine yediğiniz yemek için İngilizce "It was good" dediğinizde iltifat olarak alınacak olmasına rağmen Türkçe'de "Güzeldi"nin pasif-agresif değerlendirilmesi olur. Biz abartma olmadan inanmayan bir millet olduğumuz için ille de "Çok güzeldi" dememiz gerekir ciddi olduğumuzu hissettirmek için. Sanırım bu örnekte olduğu gibi yazılı iletişimdeki bazı direct çeviriler aslında orda olmayan bir soğuk hava varmış gibi bir algı oluşturabiliyor olabilir. Neyse, uzatıyorum yine sanırım.. Demem o ki mesajla iletişimde içinizden "bu ne soğukluk" diye geçirirseniz orda durun ve geçirmeyin. Katiyen değil. İnanılmaz tatlı, inanılmaz şeker. Birebir tanıştığınızda ne kadar sıcak bir insan olduğunu göreceksiniz zaten
Not: Bu sadece benim teorim olmakla birlikte burdan dil kaynaklı iletişim eksikliği yaşanacağı gibi bir sonuç da çıkmasın, Türkçe'si anadili Türkçe olan tanıdığım bir çok insandan daha iyi.
Kapıyı, ricamı kırmayıp seksiliğin ve şirinliğin muhteşem kombinasyonu bir iç giyim kombiniyle açtı. Çok misafirperver. Ben normalde günlük hayatta da böyle ufak hizmetcikler buyurmayı (dolaptan bir şey getirmek, gelirken ketıla basmak, aranın ışığını söndürmek etc) hoş karşılamaz, kimseye bu işlerimi yaptırtmam ama evini sahiplenen insan da kendini belli ediyor. Benim için bunları yapmaktan mutlu olacağını hissettiğim an ısrar etmeyi bıraktım; suyumu da getirdi keyifle, viskimi de, çerezimi de.. 10-15 dakika sohbetten sonra tadına doyulmayacak (şu an bunları yazarken bile aklımda sahneler canlanıyor gülümsüyorum) bir yarım saat geçirdik. Detayları kalsın. Detayları kalsın kalmasına ama... Belirtmeden duramam; Tam bir çıtır, ve tam bir çiçek. Ufak ekstra not: Flatiron pozisyonu... OMG. O kadar söylüyorum.
Açıkcası Elena'yla uzun zamandır görüşmek istediğim için şahsım adına sadece zaman açısından uygun olan bir günü seçtim. Biraz zorladım kendimi sanırım zira o gün de görüşmeseydik benim programım bir iki hafta daha buna izin vermeyecekti. O yüzden yatakta olduğumuz anlar haricinde (ki o anlarda başka şeyler düşünmek zaten mümkün değil Elena'ylayken) aklım bin bir başka yerdeydi hep. O kadar ki çıkarken kafam nasıl gitmişse kendi anahtarım diye Elena'nın anahtarlarını alıp gitmişim, geri döndüm yoldan
Yani "mental rahatlama" olarak benim için çok da verimli olmadı ancak %100 benden kaynaklı bir durumdu bu. Bir miktar da kızdım o yüzden kendime "aceleye getirmeseydin keşke" diye zira Elena, tam da görüşmemizden önce de olacağını tahmin ettiğim gibi belli aralıklarla sık görüşmek isteyeceğim biri olarak kaldı aklımda. Tamam, beyler, hepimiz farklı insanlarız, farklı motivasyonlarla bu durumlar içerisindeyiz ancak benimki yıllar boyunca belli bir profesyonellik çizgisini aşmadan düzenli aralıklarla görüşmek isteyeceğim, "my gals" diye bir kenarda değer çerçevesinde bulunduracağım iki, en fazla üç insan bulup kenara çekilmek, bu olana kadar da ne kadar insanla görüşmem gerekirse o kadar insanla görüşmek. Kimi ister ille her gün yeni çiçek koklamak, yargılamam tabii ki ama ben rutin ve bilinirlik seviyorum. Bu açıdan düşününce "Belki de bugünün ardından Elena ilerdeki olası görüşmelere sıcak bakmayabilir 'gergin geldi gergin gitti ne anladım ben bu işten' diye düşünerek" diye de içime bir şey düşmedi değil... Umarım olmaz ama olursa onu da yargılamam, üzülürüm ama yargılamam, güzel canı sağolsun derim 
Önce okuyucunun beklediği teknik kısımları aradan çıkarayım çabucak. Highlightlayayım hatta;
Konum iyi yerde. Hoş, şık bir rezidans. Girişte güvenlik TC veya kimlik sorup bilgisayara giriyor (büyük ihtimalle sistemine kaydediyor) ancak her rezidans için standart bir işlem bu artık. Konuyla bir alaka kurup paranoyaya bağlamanız gerektiğini düşünmüyorum. 20 kat yukardaki komşuya ziyarete gelen anne babası da girişte TC verip giriyor. Kaldı ki işlem standart/prosedür olduğu için kendinizden emin olduğunuz takdirde güvenlik de durumu pek önemsemiyor anlaşılan ki yukarı çıktığımda Elena aşağıdan kendisini misafirinin geldiği yönünde aramadıkları için bayağı şaşırdı, hep ararlar normalde dedi.
Bir başka teknik detay iletişim. Kendim karşılaştırmalı diller üzerine çalışmalarda bulunduğum için çabuk kavradım belki durumu ancak görüşme detayları için mesajlaştığımız sırada Elena'nın cevapları belki de üçüncü bir gözün "soğukluk" olarak algılayabileceği şekildeydi. Hemen anladım bunun ana-dil/ikinci-dil farkından olduğunu. Çok net, çok düz, çok kısa, sonuç odaklı cevaplar. "Çeviride odak değişimi" yaşanıyor şu an kesin dedim zira birebir çeviriler hisleri her zaman çeviremez (benim, elenanın, türkçenin, kazakçanın, rusçanın, ingilizcenin değil direkt bir konsept olarak dillerin suçu bu). En güzel örneği birine yediğiniz yemek için İngilizce "It was good" dediğinizde iltifat olarak alınacak olmasına rağmen Türkçe'de "Güzeldi"nin pasif-agresif değerlendirilmesi olur. Biz abartma olmadan inanmayan bir millet olduğumuz için ille de "Çok güzeldi" dememiz gerekir ciddi olduğumuzu hissettirmek için. Sanırım bu örnekte olduğu gibi yazılı iletişimdeki bazı direct çeviriler aslında orda olmayan bir soğuk hava varmış gibi bir algı oluşturabiliyor olabilir. Neyse, uzatıyorum yine sanırım.. Demem o ki mesajla iletişimde içinizden "bu ne soğukluk" diye geçirirseniz orda durun ve geçirmeyin. Katiyen değil. İnanılmaz tatlı, inanılmaz şeker. Birebir tanıştığınızda ne kadar sıcak bir insan olduğunu göreceksiniz zaten
Kapıyı, ricamı kırmayıp seksiliğin ve şirinliğin muhteşem kombinasyonu bir iç giyim kombiniyle açtı. Çok misafirperver. Ben normalde günlük hayatta da böyle ufak hizmetcikler buyurmayı (dolaptan bir şey getirmek, gelirken ketıla basmak, aranın ışığını söndürmek etc) hoş karşılamaz, kimseye bu işlerimi yaptırtmam ama evini sahiplenen insan da kendini belli ediyor. Benim için bunları yapmaktan mutlu olacağını hissettiğim an ısrar etmeyi bıraktım; suyumu da getirdi keyifle, viskimi de, çerezimi de.. 10-15 dakika sohbetten sonra tadına doyulmayacak (şu an bunları yazarken bile aklımda sahneler canlanıyor gülümsüyorum) bir yarım saat geçirdik. Detayları kalsın. Detayları kalsın kalmasına ama... Belirtmeden duramam; Tam bir çıtır, ve tam bir çiçek. Ufak ekstra not: Flatiron pozisyonu... OMG. O kadar söylüyorum.
Açıkcası Elena'yla uzun zamandır görüşmek istediğim için şahsım adına sadece zaman açısından uygun olan bir günü seçtim. Biraz zorladım kendimi sanırım zira o gün de görüşmeseydik benim programım bir iki hafta daha buna izin vermeyecekti. O yüzden yatakta olduğumuz anlar haricinde (ki o anlarda başka şeyler düşünmek zaten mümkün değil Elena'ylayken) aklım bin bir başka yerdeydi hep. O kadar ki çıkarken kafam nasıl gitmişse kendi anahtarım diye Elena'nın anahtarlarını alıp gitmişim, geri döndüm yoldan