Mert Keskin
Normal Üye
- 13 Ocak 2022
- 2
- 63
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Gereken düzeltmeleri yaptığım yazımın bu sefer kabul göreceğini umuyor ve şu retorik soruyla başlamak istiyorum:
Baudelaire seven kadın kötü olabilir miydi ki zaten?
Eylül Umay, forumu ilk keşfettiğim zamanlarda, kişiliği ile dikkatimi çeken bir kadındı. Olgun duruşu, hayata bakışı ve rafine zevkleriyle ne kadar iyi anlaşabileceğimizi kestirmek zor değildi benim için. Ne yazık ki o zamanlar referansım olmadığından ve araya başka partnerler de girdiğinden kendisiyle tanışmam beklediğimden daha uzun sürdü. Neyse ki ona karşı bu kavuşma hasretim kısa süre evvel sona erdi.
Randevu tarihinden üç gün önce, değerlendirmesi için ahlaksız bir teklifte bulundum bu ruhu güzel kadına. Verdiği yanıt olumludan da öte oldukça samimiydi; hatta biraz fazla samimi ve konuşkandı sevgili Eylül. Beklemediğim bu yaklaşım karşısında biraz afalladım önce ama sonuç itibariyle erken bir saate sözleştik.
Eylül’ ün evi İstanbul’ un simge semtlerinden birinde yer alıyor. Her ne kadar onarılmış evler göze hoş gözükse de; eskimiş, hatta bazıları çürümeye yüz tutmuş diğer binalar insanı hüzünlü bir nostaljiye boğuyor ister istemez. Toplu taşımayla, ardından da yayan gidebileceğiniz bu konuma motosiklet ile gitmeniz nispeten mümkün olsa bile şahsi arabanızla gitmenizi önermiyorum keza o daracık sokaklarda otopark büyük bir sorun olsa gerek.
Zaman tünelinden geçercesine arşınladığım bu sokaklarda Eylül’ ün evine vardım nihayet. İçeri girdiğimde, ilk yazışmamızdaki samimiyeti eyleme döktü ev sahibesi güzel kadın: uzattığım elime beni kendine çekip eski bir dostuymuşumcasına sıkı sıkı bir sarılmayla cevap verdi. Kendisinin hemen ardından da şeker mi şeker, pofuduk mu pofuduk kedisiyle tanıştım. Yalnız hanımefendiler bana hiç yüz vermedi; yaş mama almayı unuttum diye bir afra tafra, bir havalar vardı ki sormayın
Küçük, aynı zamanda Eylül’ ün geniş kütüphanesini de kapsayan salonunda, yumuşak minderli koltuğa oturduk. Hem o hem ben kendimizi tanıtıp sohbet ederken gözlerimle inceliyordum onu; çünkü aslında ben de gizliden gizliye zihnimde portresini çiziyordum bu tıpkı Héloïse gibi başka bir yere gönderilmeye zorunda bırakılmış kadının: Eylül ince, özellikle bacakları kaslı, narin bir görünüme sahip. Kişiliği de dış görünümüyle uyumlu; ses tonu sakin, mahmur, naif. Kısa ömrünün farkında olan, hüzünlü, havada süzülüp giden güzel bir kelebek gibi bir kadın bu. İnsanın onu omzuna alıp güzel saçlarını okşayası geliyor hep...
Eylül tam bir sinefil ve edebiyat tutkunu. Bu konularda engin sohbetlere dalabilirsiniz onunla. Ben de hayattan, çok kısaca edebiyat ve sinemadan, daha sosyolojik konulardan bahsettikten sonra zaten kısıtlı olan zamanı daha fazla harcamamak uğruna duşa gitmeyi tercih ettim. Temiz, küçük banyodaki dar duşakabinde sıkıcı formaliteleri hallettikten sonra çıkıp Eylül’ün yatak odasına gittim.
Ve sonra dans ettik...
Bu noktada yaşadığım deneyimi ayrıntısıyla aktarma taraftarı olsam da bunun kabul görmediğini öğrendim. Eh, ben de kurallara uyup detaylı bir anlatım yerine genel bir görünüm sunacağım size: Eylül gerçekten çok erotik bir deneyim sunuyor. Orali ve öpüşmesi oldukça tutkuluydu. Seans aralarındaki yakınlığımız da tam bir kız arkadaş deneyimiydi. Eylül’ ün kişiliğinden ve kısaca sunduğum yatak deneyimden onun kime hitap edip etmediğinin anlaşılabilir olduğunu umuyorum.
Her güzel şeyin bir sonu var malum. Süre baskısının kesinlikle yapılmadığı iki seanstan sonra benim de artık gitme vaktim yaklaşıyordu. Kalan vakti göz önünde bulundurarak tekrar duş almadan giyindim. Kapı dışında ayakkabılarımı giydikten sonra bu dönüp son bir kez baktım ona. Bana gönderdiği öpücüğe aynı karşılığı verdim. Merdivenlerden yukarı çıkıp ayrıldım sonra ve yüzümde tatlı bir gülümseme ile geldiğim yoldan geri gittim. O da bu anları yüzünde bir tebessüm ile anmış mıdır? Muhtemelen. Yoksa o da Vivaldi’ nin Fırtına’ sı eşliğinde arkamdan göz yaşı mı dökmüştür? Zannetmem.
Ah sevgili @Eylül Umay , kelebek gibi naif kadın, teşekkür ederim güzel anlar için. Her ne kadar özel anlarımızda seni tam olarak mutlu edemediysem de, uyumlu kişiliğimle gönlünde güzel bir yer edindiğimi umuyorum. Senin de rızanla, bu seni son ziyaretim olmayacak kuşkusuz.
Ama belki de olmalı...
Belki ben de aşığın değil, şairin yolunu seçmeliyim...
Bilemiyorum ki hiç...
Baudelaire seven kadın kötü olabilir miydi ki zaten?
Eylül Umay, forumu ilk keşfettiğim zamanlarda, kişiliği ile dikkatimi çeken bir kadındı. Olgun duruşu, hayata bakışı ve rafine zevkleriyle ne kadar iyi anlaşabileceğimizi kestirmek zor değildi benim için. Ne yazık ki o zamanlar referansım olmadığından ve araya başka partnerler de girdiğinden kendisiyle tanışmam beklediğimden daha uzun sürdü. Neyse ki ona karşı bu kavuşma hasretim kısa süre evvel sona erdi.
Randevu tarihinden üç gün önce, değerlendirmesi için ahlaksız bir teklifte bulundum bu ruhu güzel kadına. Verdiği yanıt olumludan da öte oldukça samimiydi; hatta biraz fazla samimi ve konuşkandı sevgili Eylül. Beklemediğim bu yaklaşım karşısında biraz afalladım önce ama sonuç itibariyle erken bir saate sözleştik.
Eylül’ ün evi İstanbul’ un simge semtlerinden birinde yer alıyor. Her ne kadar onarılmış evler göze hoş gözükse de; eskimiş, hatta bazıları çürümeye yüz tutmuş diğer binalar insanı hüzünlü bir nostaljiye boğuyor ister istemez. Toplu taşımayla, ardından da yayan gidebileceğiniz bu konuma motosiklet ile gitmeniz nispeten mümkün olsa bile şahsi arabanızla gitmenizi önermiyorum keza o daracık sokaklarda otopark büyük bir sorun olsa gerek.
Zaman tünelinden geçercesine arşınladığım bu sokaklarda Eylül’ ün evine vardım nihayet. İçeri girdiğimde, ilk yazışmamızdaki samimiyeti eyleme döktü ev sahibesi güzel kadın: uzattığım elime beni kendine çekip eski bir dostuymuşumcasına sıkı sıkı bir sarılmayla cevap verdi. Kendisinin hemen ardından da şeker mi şeker, pofuduk mu pofuduk kedisiyle tanıştım. Yalnız hanımefendiler bana hiç yüz vermedi; yaş mama almayı unuttum diye bir afra tafra, bir havalar vardı ki sormayın
Küçük, aynı zamanda Eylül’ ün geniş kütüphanesini de kapsayan salonunda, yumuşak minderli koltuğa oturduk. Hem o hem ben kendimizi tanıtıp sohbet ederken gözlerimle inceliyordum onu; çünkü aslında ben de gizliden gizliye zihnimde portresini çiziyordum bu tıpkı Héloïse gibi başka bir yere gönderilmeye zorunda bırakılmış kadının: Eylül ince, özellikle bacakları kaslı, narin bir görünüme sahip. Kişiliği de dış görünümüyle uyumlu; ses tonu sakin, mahmur, naif. Kısa ömrünün farkında olan, hüzünlü, havada süzülüp giden güzel bir kelebek gibi bir kadın bu. İnsanın onu omzuna alıp güzel saçlarını okşayası geliyor hep...
Eylül tam bir sinefil ve edebiyat tutkunu. Bu konularda engin sohbetlere dalabilirsiniz onunla. Ben de hayattan, çok kısaca edebiyat ve sinemadan, daha sosyolojik konulardan bahsettikten sonra zaten kısıtlı olan zamanı daha fazla harcamamak uğruna duşa gitmeyi tercih ettim. Temiz, küçük banyodaki dar duşakabinde sıkıcı formaliteleri hallettikten sonra çıkıp Eylül’ün yatak odasına gittim.
Ve sonra dans ettik...
Bu noktada yaşadığım deneyimi ayrıntısıyla aktarma taraftarı olsam da bunun kabul görmediğini öğrendim. Eh, ben de kurallara uyup detaylı bir anlatım yerine genel bir görünüm sunacağım size: Eylül gerçekten çok erotik bir deneyim sunuyor. Orali ve öpüşmesi oldukça tutkuluydu. Seans aralarındaki yakınlığımız da tam bir kız arkadaş deneyimiydi. Eylül’ ün kişiliğinden ve kısaca sunduğum yatak deneyimden onun kime hitap edip etmediğinin anlaşılabilir olduğunu umuyorum.
Her güzel şeyin bir sonu var malum. Süre baskısının kesinlikle yapılmadığı iki seanstan sonra benim de artık gitme vaktim yaklaşıyordu. Kalan vakti göz önünde bulundurarak tekrar duş almadan giyindim. Kapı dışında ayakkabılarımı giydikten sonra bu dönüp son bir kez baktım ona. Bana gönderdiği öpücüğe aynı karşılığı verdim. Merdivenlerden yukarı çıkıp ayrıldım sonra ve yüzümde tatlı bir gülümseme ile geldiğim yoldan geri gittim. O da bu anları yüzünde bir tebessüm ile anmış mıdır? Muhtemelen. Yoksa o da Vivaldi’ nin Fırtına’ sı eşliğinde arkamdan göz yaşı mı dökmüştür? Zannetmem.
Ah sevgili @Eylül Umay , kelebek gibi naif kadın, teşekkür ederim güzel anlar için. Her ne kadar özel anlarımızda seni tam olarak mutlu edemediysem de, uyumlu kişiliğimle gönlünde güzel bir yer edindiğimi umuyorum. Senin de rızanla, bu seni son ziyaretim olmayacak kuşkusuz.
Ama belki de olmalı...
Belki ben de aşığın değil, şairin yolunu seçmeliyim...
Bilemiyorum ki hiç...